Teknoloji Çağında Sansür Yasaları ve Sosyal Medya Kısıtlamaları

Yasin Yeter26 Ocak 2025

Günümüzde teknoloji o kadar ilerledi ki artık onsuz adım atamaz hale geldik. Yaşamın her alanında artık teknolojik aletlere temas etmeden yaşamak mümkün değil. Akıllı telefonlar, tabletler vb. cihazlar sayesinde günümüzde bilgiye ulaşmak daha kolay. Ancak bilgiye ulaşmak ne kadar kolay olsa da doğruyu yanlıştan ayırmak da bir o kadar zor. Teknolojik cihazlar hayatımıza bir anda ve kontrolsüzce girdiği için daha ne olduğunu anlamadan bir bilgi akışının ortasında kaldık. Bu da haliyle internet dolandırıcılığı, banka hesaplarımızın çalınması ve kişisel verilerimizin kötü niyetli şahısların eline geçmesi gibi birçok sorunu da beraberinde getirdi. Teknolojide yaşanan hızlı gelişmelerle birlikte ortaya çıkan sorunların çözümü konusunda hem şahsi olarak hem de devletler bazında yetersiz kaldığımız söylenebilir. Bunun nedeni olarak hızla gelişen teknoloji ile birlikte daha önce bilmediğimiz bir alana girmemizin de etkisi olduğunu söyleyebiliriz.

Teknolojiyi Kullanırken Ne Kadar Özgürüz?

Bugün hepimiz sosyal medyada gezinirken, internette alışveriş yaparken ya da okurken, yazarken, film ve dizi izlerken, kısacası teknolojiyi kullanırken ne kadar özgürüz? Her birimiz yaşamın rutin akışı içinde tüm bunları yaparken bu soruyu kendimize sormuyoruz (ya da sormak istemiyoruz). Hepimiz aslında teknolojik cihazları, interneti ve sosyal medyayı kullanırken özgürmüşüz yanılsamasına kapılıyoruz sadece. Sosyal medya uygulamaları ve internet dünyasında yaptığımız geziler sayesinde elde ettikleri verilerle teknoloji tekelleri bizi istedikleri gibi yönlendirebiliyorlar ve bunu bizlere özgürmüşüz hissi vererek yapıyorlar. Yani sınırları olmayan bir alanda özgürce hareket ettiğimizi zannederken aslında bir labirentin içinde dönüp duruyoruz.

Artık vücudumuzun bir uzvundan farkı olmayan teknolojik cihazlarla (akıllı telefonlar, tabletler vb.) haberleşmeden tutun da bankacılık işlemlerine kadar birçok şeyi yapmaktayız. Bugün hepimizin kullandığı sosyal medya uygulamaları ile (Facebook, X, Instagram, WhatsApp) dünyanın diğer ucunda yaşanan olaylar hakkında bilgi alabiliyor ve insanlarla iletişim kurabiliyoruz. Bizi yönetenler de bu gelişimin farkındalar. Başta ülkemiz olmak üzere birçok ülkede ülkeyi yönetenler kendi mülk ve iktidarlarını korumak ve ülke içindeki muhaliflerini etkisiz hale getirmek ve biz yurttaşları manipüle etmek için troll adı verilen kişileri kullanıyorlar. Kurdukları bu troll orduları sayesinde yaydıkları yalan yanlış haber ve yapılan paylaşımlarla ülkeyi yönetenler sermaye sınıfı ile birlikte kurdukları sömürü düzenine karşı mücadele edenleri kitlelerin gözünde bir yandan canavarlaştırırken diğer yandan da verilen mücadeleyi önemsizmiş gibi göstererek insanları manipüle etme yönünde bir politika izliyorlar. Bugün gelinen noktada insanlar sosyal medya araçlarını kullanarak internet ortamında yaptıkları paylaşımlar nedeniyle şafak baskınlarıyla göz altına alınarak daha önce bir örneği olmayan mesnetsiz suçlamalar nedeniyle cezalara çarptırılıyorlar. Bu durum dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi Türkiye’de de böyle. Dünyanın birçok yerinde ve ülkemizde iktidarlar internet ve sosyal medya platformları ile mücadele halindeler. İktidarların internet ve sosyal medya platformlarıyla mücadelelerinin amacı bu platformları kontrol altına alarak yönettikleri insanların kendi istedikleri dışında bilgi almalarını engellemek ve aleyhlerinde çıkan ya da çıkacak olan kötü haberlerin önüne geçmek olduğu görülüyor.

AKP’nin Sosyal Medya ile İmtihanı

AKP iktidara geldiği ilk günden bu yana internet ve sosyal medya platformlarıyla adeta bir savaş halinde. AKP iktidarı ilk zamanlarda yazılı ve görsel medyanın büyük çoğunluğunu ele geçirmeyi başarsa da internet ortamında pek de başarılı değildi. Yapılan adaletsiz uygulamalara karşı internet ortamında yazılıp çiziliyor; dolayısıyla insanlar televizyon ve gazetelerde gerçeklere ulaşamasalar bile internette ve sosyal medya platformlarında ulaşabiliyorlardı. 2017’deki referandumun ardından tek adam rejimine geçilmesi ile birlikte AKP iktidarı bu alanda nasıl hakimiyet kuracağı ile ilgili çalışmalarını hızlandırdı. Tarihler 24 Temmuz 2018’i gösterdiğinde Fahrettin Altun başkanlığında Cumhurbaşkanlığına bağlı İletişim Daire Başkanlığı kuruldu. İletişim Daire Başkanlığının kurulması ile birlikte AKP’nin internet ve sosyal medya platformları ile olan mücadelesi de farklı bir yön kazandı.

2018’de internet ortamı ve sosyal medyada sansür ve kontrol mekanizması sağlamak için kurulan İletişim Başkanlığı kurulduğu ilk günden itibaren internet ve sosyal medya platformlarının aile yapısına zarar verdiği, toplumsal ve dini değerleri aşağıladığı, gençleri kötü alışkanlıklara yönlendirdiği gibi iddialarla yurttaşlar üzerinde algı oluşturarak bir yandan getirilen erişim engellerine rıza ve ikna üretirken diğer yandan da çıkan ya da çıkacak olan sansür yasalarına da zemin hazırlıyor. Saray ve AKP iktidarı İletişim Daire Başkanlığı aracılığıyla uyguladığı sansür ve internet erişim yasaklarıyla yurttaşların olan bitenler hakkında bilgi almasını engelliyor.

İktidarın sansür ve internet yasakları ile ilgili örnekler için çok da geriye gitmeye gerek yok; daha geçtiğimiz günlerde birçok muhalif yayın organının sosyal medya hesaplarına ve internet sitelerine erişim engeli getirildiğini gördük. İktidar bu tarz sansür ve yasaklarla yaptığı adaletsiz uygulamaların üzerini örtmeye ve yurttaşların yaşananlarla ilgili bilgi sahibi olmasını engelleyerek işlediği suçları görünmez kılmaya çalışıyor. 6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli yaşanan depremler sonrasında iktidarın bölgeye ulaşamamasının, kurtarma çalışmalarındaki yetersizliğin ve yardımların gecikmesinin X başta olmak üzere birçok sosyal medya platformunda eleştirilmesi nedeniyle iktidar sosyal medya platformlarına erişim engeli ve bant daraltma yoluna giderek depremden etkilenen yurttaşlarımızı kaderleri ile baş başa bıraktı. Getirdiği yasağa gelen tepkiler sonucunda 9,5 saat sonra erişim engelini kaldırdı. Böylesi hayati bir durumda sosyal medya platformlarına erişim engeli getirilmesi ve bant daraltılması iktidarın bu konuda ne kadar ileri gidebileceğini en acı şekilde göstermiş oldu.

AKP iktidarı getirilen erişim engelleri ve çıkarılan sansür yasalarının temel amacının yurttaşların güvenliği olduğunu her defasında dile getiriyor. Ülkede ortaya çıkan her usulsüzlükten sonra haberlere, internet sitelerine ve sosyal medyaya erişim engeli getiriliyor ve insanların ifade özgürlüğüne ket vurmaya çalışılıyor. İktidar hukuksuz uygulamaları ve çıkarttığı mahkeme kararları ile getirilen erişim engellerinin ve kısıtlamaların nedeninin güvenlik amaçlı olduğu ve yapılan haberlerin paylaşımların devletin bütünlüğüne zarar vereceği, gizli kalması gereken devlet sırlarının ortaya döküleceği ve bunun da devlete özellikle uluslararası arenada zarar vereceği yönünde yaptığı açıklamalarla erişim engelleri ve sansürü meşrulaştırmaya çalışıyor. Peki amaç gerçekten yurttaşların ve devletin güvenliği mi? İktidarın yurttaşın ve devletin güvenliği açısından getirdiğini söyledi yasakların ardına baktığımızda yaptıkları usulsüz uygulamaları ve haksızlıkları sanki bir güvenlik sorunuymuş gibi göstererek manipülasyon yoluyla suçlarını kapatmaya çalıştığını görüyoruz. AKP’nin iktidara geldiği ilk günden beri yaptıkları hukuksuzlukları da göz önünde bulundurursak getirilen erişim yasaklarının ve yürürlüğe konulan sansür yasalarının güvenlik amaçlı değil menfaatlerini korumak ve işlenen suçları örtbas etmek için kullanılan birer paravan olduğu gerçeği ortaya çıkıyor.

Amacımız İfade Özgürlüğünü Savunmak

İktidarın erişim engelleri ve sosyal medya yasaklarına karşı olmamızın esas nedeni tekellerin kontrolünde bulunan internet ve sosyal medya ortamının yönlendirici ve bağlayıcı yapısını savunmak değil getirilen erişim engellerine ve sansür yasalarına karşı ifade özgürlüğünü savunmaktır. Çünkü hangi ortamda olursa olsun ifade özgürlüğünün engellenmesi hem toplumsal alana hem de insanların özel hayatlarına müdahale edilmesi anlamına gelmektedir. İktidarın ifade özgürlüğünün engellenmesi yönündeki uygulamalar yurttaşlar arasındaki fikir ayrılıklarını derinleştirerek toplumsal çatışmalara zemin hazırlar. Bu da o hep arzu ettiğimiz diyalog ortamının oluşmasını engeller.

Geçmişte ve günümüzde sokaklar, meydanlar ve fabrikalar nasıl bir mücadele alanı ise gelişen teknoloji ile birlikte sosyal medya ve internet ortamı da bir mücadele alanı olarak karşımıza çıkmış durumda. İktidar, erişim engelleri ve sansür yasaları ile bu alanı kontrol altına alarak diğer alanlarda olduğu gibi bu alanda da yurttaşların sesini kesmeye çalışarak menfaatlerini korumaya ve düzenlerinin devam etmesini sağlamaya çalışacaktır. Sınıfsal mücadelemizi diğer alanlarda nasıl sürdürüyorsak internet ortamı ve sosyal medyada da bu mücadeleyi sürdürmemiz gerekiyor. Çünkü sansür ve sosyal medya yasaklarının ortadan kalkmadığı bir ülkede başta ifade özgürlüğü olmak üzere hiçbir alanda adil bir düzene kavuşmamızın imkânı yoktur. Vereceğimiz mücadele ile kendimizi daha rahat ifade edebileceğimiz ve ifade ederken de acaba ne ceza alacağız korkusunu yaşamadığımız bir ülke kazanmış olacağız.

-Ayhan, Deniz: Twitter’a 9,5 saat erişim engeli, 08/02/2023, Sözcü gazetesi (https://www.sozcu.com.tr/twitter-ve-tiktoka-erisim-engellendi-wp7584907)
-Meclisten geçti: Türkiye'de artık “bir sansür yasası var, 14/10/2022, Diken haber sitesi https://www.diken.com.tr/meclisten-gecti-turkiyede-artik-bir-sansur-yasasi-var/
-Sansür yasasının amacı basın ve sosyal medyayı tümüyle boğmaktır!, 14/10/2022, Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği internet sitesi https://uidder.org/sansur_yasasinin_amaci_basini_ve_sosyal_medyayi_tumuyle_bogmaktir.htm
-Dean, Jodi: İletişimsel Kapitalizm: Neoliberal Bir Model Olarak İnternet: Çeviren: Emre Tansu Keten, T24 haber sitesi:  https://t24.com.tr/k24/yazi/iletisimsel-kapitalizm-neoliberal-bir-model-olarak-internet,2704
-Keten, Tansu Emre: İnternet üzerinde tahakküm savaşı, Ayrım, https://www.ayrim.org/guncel/2024-internet-uzerinde-tahakkum-savasi/