ABD’de CEO Cinayetleri Ne Anlatıyor?

Tunç Türel24 Aralık 2024

Reddet, savun, ortadan kaldır [Deny, Defend, Depose]. Bu üç kelime ABD’ye son on günde damgasını vurdu desek yanlış olmaz. Hukuk akademisyeni Jay M. Feinman’in 2010’da yayımlanmış Delay, Deny, Defend: Why Insurance Companies Don’t Pay Claims and What You Can Do About [Geciktir, Reddet, Savun: Sigorta Şirketleri Tazminatları Neden Ödemiyor ve Bu Konuda Ne Yapabilirsiniz?] isimli kitabına referansta bulunan bu kelimeler New York’ta 4 Aralık 2024 tarihinde öldürülen UnitedHealthcare isimli Amerikan sigorta şirketinin Brian Thompson isimli CEO’suna sıkılan kurşunun üzerine kazınmıştı. Manhattan’da sokak ortasında öldürülen CEO haberleri gündeme bomba gibi düşmüştü. Yayımlanan video kayıtlarına göre kapüşonlu, yüzü seçilemeyen, genç bir erkek soğukkanlılıkla CEO’nun arkasından yaklaşıyor, tam ateş etmek üzereyken tutukluk yapan silahını yeniden ateş eder hale getiriyor ve CEO’nun canını alan kurşunu sıktıktan sonra bisikletine atlayıp olay mahalinden ayrılıyordu.

Olaydan beş gün sonra, 9 Aralık 2024’te 26 yaşındaki Luigi Mangione şüpheli olarak tutuklanmıştı. ABD’nin prestijli Ivy League üniversitelerinin birinden mezun, zengin bir ailenin çocuğu olduğu da kısa sürede ortaya çıkmış ve hakkındaki solcu, devrimci olduğuna dair iddialar boşa düşmüştü.

Luigi her ne kadar insanların kafasında canlandırdığı biri gibi çıkmamışsa da -ona atfedilen ama doğruluğundan emin olmadığım “manifesto”sunu bir kenara koyuyorum- bu onun ne popülaritesini ne de ABD halkının çoğu tarafından gördüğü ve burjuva basını son derece rahatsız eden desteği azaltmıştı. Hatta bu desteğin yanı sıra Luigi’nin mahkeme masraflarını karşılamak için isimsiz kişiler tarafından daha şimdiden on binlerce dolara erişmiş çeşitli bağış sayfaları[1] dahi açıldı.

Luigi’nin mahkeme tarafından hakkında verilecek kararı az çok kestirmek mümkün. Burjuva hukukunu uygulamakla yükümlü yargıçlar, bir şirketin CEO’sunun böylesine rahatlıkla öldürülmesi olayında elbette “tahrik indirimi” gibi bir kuralı uygulamayacak. Luigi’nin eylemlerinin, içerisinde ünlü şahsiyetler[2]  de bulunmak üzere sol ve hatta sağ görüşlü[3] kimseler arasında “empati uyandırması” ABD’deki yerleşik düzen temsilcilerini ürkütecek ve çok büyük bir ihtimalle ve “toplumsal barış”ın, yani statükonun muhafazası adına Luigi’ye son derece ağır bir ceza verilecek. Kaldı ki, Florida’da 42 yaşında bir kadının telefonda görüştüğü ve kendine sigorta hizmeti sunmayı reddeden Blue Cross Blue Shield isimli sigorta şirketiyle yaptığı telefon konuşmasını “Geciktir, reddet, savun. Sırada siz varsınız!” cümlesiyle bitirince apar topar tutuklanmış olması, bir yandan ABD’deki düşünce özgürlüğünün sınırlarını hatırlatırken, öte yandan egemen sınıfa “el kaldırmayı” geçtim, dil uzatmanın bile ne kadar büyük bir “suç” olduğunu gözler önüne sermektedir.[4] Ancak Luigi’yi ne bekliyorsa beklesin, sanıldığı gibi kendini solda görmeyen birinin bile hastaları acımasızca mağdur eden sigorta endüstrisine karşı saldırıya geçmeye karar vermiş olması ABD toplumunun her kesiminin kapitalizmden hoşnutsuzluğunu ve siyasal şiddetin meşruluğu tartışmalarını kamusal söyleme sokarak ABD’deki sınıf savaşında yeni bir sayfa açmakta olabilir.

Sigorta Endüstrisi ve Toplumsal Cinayetler

Luigi’nin eylemleri sonrası çok satanlar listesine[5] fırtına gibi giren Delay, Deny, Defend isimli kitap elbette sigorta şirketleri tarafından tazminatları verilmeyen insanlara şiddete başvurmalarını önermiyor. Bunun yerine daha tahrik edici ve harekete geçirici gerçekleri paylaşıyor: Sigorta şirketlerinin sağlık hizmeti tazminatlarını ödemeye söz verip sonra nasıl asla ödemediklerini ve bunun yol açtığı ölümleri, daha doğru bir kelime kullanmam gerekirse, cinayetleri ele alıyor.

Örneğin Feinman, sigorta şirketlerinin, “tıbbi gereklilik” gerekçesini öne sürerek, hayati önem taşıyan ve hayat kurtaran prosedürlerin teminat kapsamına alınmasını sıklıkla reddettiklerinden bahsediyor. Feinman, doktorlarının prosedürlerin gerekliliğini destekleyen açık kanıtlara rağmen hastaların hayati tedaviler için taleplerinin reddedildiği vakaları anlatıyor. Bu ret kararları genellikle hastaların durumlarını daha da kötüleştirebilecek gecikmelerin ardından geliyor. Özellikle korkunç bir örnek olarak, tekrarlanan talep reddi ve itirazlar nedeniyle tedavisi aylarca ertelenen ve durumunun daha da kötüleşmesine neden olan kanser hastası vakasına değiniyor.

Sigorta şirketlerinin bir başka ret taktiği ise şöyle işliyor. Bir poliçeyi onayladıktan ve primleri tahsil ettikten sonra, sigortacılar bazen maliyetli bir talepte bulunulduğunda başvuru sahiplerinin tıbbi geçmişlerini geriye dönük olarak araştırıyorlar. Feinman, sigortacıların tıbbi anketlerdeki küçük veya ilgisiz eksikliklere dayanarak poliçeleri iptal ettiği vakaları anlatıyor. Örneğin bir akne nöbetini beyan etmemiş olmak hastaları büyük tıbbi faturalarla baş başa bırakabiliyor. Başka bir örnekteyse, kendisine kanser teşhisi konulduktan sonra, ilk başvurusunda belirtmediği ilgisiz bir sağlık sorunu nedeniyle poliçesi iptal edilen genç bir anneye denk geliyoruz.

Brian Thompson’ın da hayatta iken patronluğunu yaptığı UnitedHealthCare’in geçmişi bu gibi cinayet vakalarıyla dolu. CEO’sunun ölümünden daha dokuz gün sonra ProPublica’nın yaptığı bir araştırmaya göre[6] bu şirket, otizmli çocukların hayati önem taşıyan tedavilere erişimini stratejik biçimde sınırlandırmakta ve gereksiz ölümlere yol açmakta. Böyle örnekler ne yazık ki çoğaltılabilir. Ancak bu noktada, ABD’de sigorta endüstrinin bu tarzda işleyişinden dolayı öldürülenlerin sayısının ne kadar çok olduğunu tahmin edebiliriz.

İnsanı değil de karı, parayı merkezine koyan kapitalizmin, insanları, kölelik ya da klasik sömürgecilik gibi gözle görülür bir şekilde değil de arka planda, sessizce, yavaşça, ancak en az o zamanlardaki kadar aşağılıkça öldürdüğünü çok iyi biliyoruz. Türkiye’deki “Yenidoğan Çetesi” olayları da insanlara yasal zordan daha ağır gelen ekonomik zoru dayatan ve onu insanlıktan çıkaran kapitalizmin ne kadar aşağılık bir sistem olduğunu yeniden hatırlatmış oldu.

Bu Olanlar Toplumsal Cinayet Değilse Nedir?

Friedrich Engels’in yarattığı “toplumsal cinayet” (sozialer Mord) kavramı ilk defa “İngiltere’de İşçi Sınıfının Durumu” (1845) adlı ufuk açıcı çalışmasında geçmişti. Engels bu terimi, egemen sınıf tarafından yaratılan ve işçi sınıfı arasında erken ölümlere ve acılara yol açan yapısal koşulları tanımlamak için kullanmıştı.

Engels, kapitalizmin işçileri ve emekçileri bilerek aşırı yoksulluk, tehlikeli işyerleri, sağlıksız barınma ve yetersiz beslenme koşullarına maruz bırakarak önlenebilir hastalık ve ölümlere yol açmasının cinayet anlamına geldiğini savunmuştu. Bireysel şiddet eylemlerinden farklı olarak, toplumsal cinayetin biçimi yapısal ve dolaylıdır; bu tür sömürüden kâr sağlayan iktidar sahiplerinin ihmali ya da kayıtsızlığı yoluyla gerçekleştirilir. Eğer Engels yanılmıyorsa ve bu yaşadıklarımız birer hayal değilse, belki gelecekte, başka bir dünya yarattığımızda eski Nazilerin “vefatını” andığımız anıtlar[7] yapmak yerine sigorta şirketlerinin ihmalkarlığından, umursamazlığından dolayı ölen insanların anısına bir anıt dikebiliriz.

Proleter Öfke

Luigi’nin 19. yüzyıl sonlarındaki Rus devrimcilerinin maceracı suikast ve terör taktiklerini akla getiren bireysel girişimi muhtemelen sigorta şirketlerinin oturup kendilerine bir çeki düzen vermesini sağlamayacak. Zaten olayı takip eden günlerde sigorta şirketlerinin politikalarında herhangi bir değişiklik yaptıkları göze çarpmıyor. İlgili haberlerden birinde[8] CEO’ların özel güvenlik şirketlerinden hayatlarını korumaları için koruma kiraladıklarından bahsediliyor. Korkacak bir şeyi olan elbette etrafını korumalarla saracaktır. Sırf buradan bile sigorta şirketlerinin aynen devam edecekleri sonucunu çıkarabiliriz diye düşünüyorum.

Ancak şurası daha kesin ki, sigorta şirketleriyle yakından deneyimi olan ABD toplumunun Luigi’nin eylemlerine, sağcısı solcusu fark etmeksizin pozitif yaklaşması ya da en azından CEO için ağıt yakmaması[9] ABD’de yönetici sınıfla yönetilen sınıfın arasındaki kopukluğu tüm çıplaklığıyla gözler önüne sermiş durumdadır. Ancak şimdilik ancak reaksiyon düzeyinde dışa vurulduğunu gördüğümüz bu proleter öfke onu yönlendirebilecek bir örgüt, bir parti olmadığı sürece ne yazık ki dağılacağa benzemektedir. Bu öfkeyi alıp, değişim için kanalize edecek parti Trump ve cumhuriyetçiler elbette değildir. Tüm “ilerici” görünümlerine rağmen neoliberal politikaların mavi renkli savunucusu olan Demokrat Parti de bu öfkenin adresi olamaz. Olayların ertesinde Demokrat Partili New York valisi Kathy Hochul 175 özel şirket temsilcisi ve CEO’su için online olarak düzenlediği ve “devletin “ülkedeki teröristlere” karşı şirketleri koruma sözü verdiği terapi seansıyla[10] Demokrat Parti’nin nerede durduğunu bir kez daha göstermiştir. Hal böyleyken Luigi’nin bu eylemi başka yerlerde tekrarlanabilir ve pek çok insan yine bu eylemlere alkış tutabilir.  Öte yandan, insanları örgütleyerek, mücadelenin bireysel değil de toplumsal olduğu, değişimin de ancak bir araya gelerek gerçekleştirilebileceği gerçeği insanlar tarafından içselleştirilemediği sürece, değişen pek bir şey olmayacak ve başka Brian Thompsonlar sessizce ve gözlerden ırak başka cinayetler işlemeye devam edecektir.

[1] https://abcnews.go.com/US/supporters-suspected-ceo-killer-luigi-mangione-establish-defense/story?id=116718574
[2]https://www.reddit.com/r/TheDeprogram/comments/1hbpb4i/comedian_bill_burr_on_why_the_media_ignores_the/
[3] https://www.youtube.com/watch?v=GeRnWYn-GTQ&pp=ygUpdGhlIGV2aWwgcmV2b2x1dGlvbmFyeSBsZWZ0IGNoZWVycyBtdXJkZXI%3D
[4] https://abcnews.go.com/US/florida-woman-charged-threatening-health-insurance-company-delay/story?id=116748222
[5] https://news.yahoo.com/news/delay-deny-defend-becomes-amazon-145900129.html
[6] https://www.propublica.org/article/unitedhealthcare-insurance-autism-denials-applied-behavior-analysis-medicaid?utm_source=sailthru&utm_medium=email&utm_campaign=majorinvestigations&utm_content=toc
[7] https://www.cbc.ca/news/politics/victims-communism-memorial-fascists-1.6112809
[8] https://www.the-sun.com/news/13037888/terrified-millionaire-ceos-hiring-security-brian-thompson-murder/
[9] https://gizmodo.com/bitter-americans-react-to-unitedhealthcare-ceos-murder-my-empathy-is-out-of-network-2000534520
[10] https://www.politico.com/newsletters/new-york-playbook/2024/12/13/security-worries-00194193