Büyük Petrol Şirketleri için Gerçeklerle Yüzleşme Vakti

Climate&Capitalism13 Haziran 2024

Büyük petrol ve gaz şirketlerinin iklime ilişkin taahhütleri ve planları son derece yetersiz ve dünyayı iklim kaosu ile halkların geniş çaplı zarar görmesine giden bir yola sokuyor.* Petrol, gaz ve kömürü toprağın altında tutmak hiç bugünkü kadar gerekli olmamıştı, ancak büyük petrol ve gaz şirketleri direnmeye ve temiz, yenilenebilir enerjiye hızlı ve adil bir geçişi engellemeye devam ediyor.

Oil Change International‘ın “Big Oil Reality Check” başlıklı raporu, sekiz uluslararası petrol ve gaz şirketinin – Chevron, ExxonMobil, Shell, TotalEnergies, BP, Eni, Equinor ve ConocoPhillips – iklim taahhütlerini ve planlarını, küresel ısınmayı 1,5°C’nin altında tutmayı hedefleyen Paris Anlaşması’na uyum sağlamak için gerekli asgari koşulları oluşturan 10 kritere göre değerlendirmektedir.

Big Oil Reality Check raporu, bu petrol devlerinin fosil yakıtları aşamalı olarak terk etmeye ve küresel sıcaklık artışını 1.5ºC ile sınırlamaya yönelik uluslararası anlaşmalara uygun hareket etmediğini ortaya koymaktadır.  Her bir şirket kriterlerin çoğunda “Büyük Ölçüde Yetersiz” veya “Yetersiz” bulunmuş ve şirketlerin üçü (Chevron, ConocoPhillips ve ExxonMobil) tüm kriterlerde “Büyük Ölçüde Yetersiz” – en düşük not- bulunmuştur.

Bu 8 şirketin mevcut petrol ve doğal gaz çıkarma planları bir arada değerlendirildiğinde, 2.4°C’den fazla küresel sıcaklık artışına ve dolayısıyla küresel bir yıkıma yol açması muhtemeldir. Tek başına bu şirketler, küresel sıcaklık artışını 1.5°C ile sınırlamak için kalan karbon bakiyemizin %30’unu kullanmaya adaydır.

Analiz edilen 8 şirketten 6’sının petrol ve doğal gaz üretimini artırmaya yönelik hedefleri olduğu açıkça görülmektedir. Böyle planları olmayanlar bile yeni fosil yakıt projelerini ilerletmekte ve çevreyi kirleten varlıklarını kapatmak yerine satarak eylemlerini enerji dönüşümüne katkıda bulunuyormuş gibi gösterirken iklim kirliliğini sürdürmektedir.

Bu 8 şirketten hiçbiri, toplam salımlarınının şu andan itibaren hızlı ve istikrarlı bir şekilde azalmasını sağlayacak kapsamlı hedefler belirlememiştir. Her şirket karbon yakalama ve depolama (CCS), ofset ve/veya fosil yakıtların terk edilmesini geciktiren ya da dikkati dağıtan ve kirli enerjinin sağlık ve toplum güvenliği üzerindeki etkilerini devam ettiren başka yöntemlere başvurmayı planlamaktadır.

Hiçbir şirket, işçiler ve içinde faaliyet gösterdikleri toplumlara yönelik adil geçiş planlarına ilişkin temel kriterleri karşılamamaktadır. Hepsi de insan haklarının korunması konusundaki temel kriterleri karşılamakta başarısız olmuştur.

Rapor, geçtiğimiz yıl tüm dünya Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’nda “fosil yakıtlardan uzaklaşma” taahhüdünde bulunmuşken, petrol ve gaz şirketlerinin tam tersi yönde hareket ederek, bizi, havamızı, toprağımızı ve suyumuzu zehirleyerek iklimimize zarar veren ve felaketleri körükleyen sondaj çalışmalarını iki katına çıkardığını ortaya koymaktadır.

Petrol ve gaz şirketleri iklim krizini ciddiye alıyor olsaydı, bunu göstermelerinin ilk yolu yangına yeni körükle gitmeyi bırakmak olurdu – yani yeni fosil yakıt aramayı ya da mevcut üretimlerini genişletmeyi bırakırlardı. Oysa 8 şirketten 6’sının (Chevron, ExxonMobil, TotalEnergies, ConocoPhillips, Equinor ve Eni) petrol ve gaz üretimini artırmaya yönelik hedefleri olduğu açık.

Açıkça toplam üretimi artırma planları olmayan şirketler (BP ve Shell) bile yeni fosil yakıt projelerini onaya sunarken, kendilerini farklı bir strateji ile enerji dönüşümüne katkıda bulunuyormuş gibi gösteriyorlar: Çevreyi kirleten varlıklarını, bu fosil yakıtları yakacakları neredeyse kesin olan başka şirketlere satmak. Çevreyi kirleten varlıkların satılması BP ve Shell’i daha iyi bir yöne doğru gidiyormuş gibi gösterebilir, ancak petrol ve gaz yatakları kullanımdan kaldırılmadığı sürece, gerçekte bu strateji iklim kirliliğini devam ettirirken onların kar hanelerini korumaktadır.

Big Oil Reality Check raporu, incelediğimiz şirketlerin hiçbirinin toplam salımlarının şu andan başlayarak hızlı ve istikrarlı bir şekilde azalmasını sağlayacak kapsamlı hedefler belirlemediğini ortaya koyuyor. Her şirket karbon yakalama ve depolama (CCS), ofset ve/veya fosil yakıtların terk edilmesini geciktiren ya da dikkati dağıtan ve kirli enerjinin sağlık ve toplum güvenliği üzerindeki etkilerini devam ettiren başka yöntemlere başvurmayı planlamaktadır. Hepsi de iklim eylemine karşı lobi faaliyeti yürütüyor, yeşille göz boyuyor (greenwashing) ve enerji dönüşümünü baltalamak için çeşitli girişimlerde bulunuyor.

Birçok şirket son yıllarda iklim adaleti ve emek hareketlerinin ‘adil geçiş’ söylemini benimsemiş olsa da bu şirketlerin hiçbiri işçiler ve içinde faaliyet gösterdikleri toplumlar için adil geçiş planlarının temel kriterlerini karşılamamaktadır. Beş şirket “Büyük Ölçüde Yetersiz”, üç şirket ise “Yetersiz” olarak değerlendirilmiştir.

İnsan haklarını gözetme konusunda da beş şirket “Büyük Ölçüde Yetersiz”, üç şirket ise “Yetersiz” puan almıştır. Bu şirketlerin insan haklarını ve Yerli Halkların haklarını koruma konusundaki sicilleri son derece düşündürücüdür. Bu şirketlerin tamamının projelerine karşı öncü topluluklar insan hakları, sağlık ve/veya güvenlik kaygılarına dayanan bir direniş gösteriyor.

Mart 2024’te yapılan bir Oil Change International araştırması ExxonMobil, Chevron, TotalEnergies, BP, Shell ve Eni’nin İsrail’e ham petrol tedarikinin sağlanmasında rol oynadıklarını ortaya koymuştur. Bu durumu, İsrail ordusunun Gazze’de Filistinlilere yönelik devam eden katliamı ve savaş suçlarına ilişkin artan kanıtlar bağlamında okumak gerekir. İnsan hakları müzakere edilemez ve bu şirketlerin bunu açıktan göz ardı etmeleri, iklim eylemi konusunda kendilerine güvenilmemesi için bir başka nedendir.

Climate&Capitalism/23 Mayıs 2024/Çeviren: Uğur Şen

* İçinde bulunduğumuz iklim krizi, toplumsal alanın her köşesinde yeni krizler üretirken, sermaye sınıfının bu krizlere verdiği cevaplar da gittikçe yetersizliğini ortaya koyuyor. İklim krizinin kapitalizmle ilişkisinin en berraklaştığı kurumlar, hiç şüphesiz büyük petrol ve doğal gaz şirketleri.  ABD merkezli bir araştırma ve iletişim kuruluşu olan Oil Change International’ın mayıs ayında yayımladığı “Big Oil Reality Check” başlıklı rapor 8 büyük petrol şirketinin karbon salımını azaltma ve enerji dönüşümü taahhütlerini ve planlarını inceliyor. Bu şirketlerin eylemlerinin tüm göz boyama çalışmalarına rağmen ne kadar yetersiz olduğunu ortaya koyan rapor, sermaye sınıfının araçlarının iklim kriziyle mücadelede ne kadar yetersiz olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor -ç.n.